İçindekiler
Influencer ve Sosyal Medya Dolandırıcılığı
Türkiye, sosyal medya evreninde tüm Dünya ülkeleri arasında azımsanmayacak bir hakimiyete sahiptir. Web’de geçirilen ortalama süre bakımından günde 7 saati aşkın kullanım ile Dünya genelinde 15. sırada bulunan Türkiye, aynı zamanda nüfusunun %84’e yakın bir kesiminin de internet ve sosyal medya kullanıcısı olması nedeniyle internet dünyasının nüfusu en kalabalık ülkelerinden olma sıfatını kimselere bırakmıyor.
İstatistikler Ne Diyor?
2023 verilerinden yola çıkarak, OMG İletişim ekibi de, yayınladığı raporda, bilgi bulma, haber takibinin yanı sıra, kullanıcıların %60’a yakın kısmının da, marka ve ürün araştırması yaptığını yayınladı.
Buna göre, ülkemiz en az video ve fotoğraf takibi kadar da marka araştırması yapıyor ve doğrudan ürün satın alma gerçekleştiriyor.
Ülkede hazır giyim ve hazır gıda alımının %70’e yakın kısmı da yine İnternet üzerindeki modüllerden gerçekleştiriliyor.
Türkiye’deki tüketiciler ve hane halkı, yaptığı marka araştırmalarının çoğunda, sosyal medya platformlarında açılan marka hesaplarından, oluşturulan paralı, sponsorlu ve işbirliği gönderilerinden marka hakkında bilgi sahibi oluyor ve buna göre tüketim kararı veriyor ancak bu durum, internet ortamında yer alan marka ve ürün bilgilerinin aynı oranda doğru ve gerçek olmasını sağlamamakla beraber, tam tersi oranda yanlış bilgi, aldatıcı bilgi ve tüketiciyi cezbetmeye yönelik manipülatif bilgi akışları kullanarak tüketici ” büyük oranda” yanıltılıyor.
Şimdiye kadarki yazımızdan da anlaşıldığı şekilde, çok yoğun bir veri akışına sahip olan Türkiye’de, yaratılan bilgi aynı zamanda ticari pazarı da doğrudan etkiliyor.
İnternetin Cezbediciliği ve Tüketiciyi Aldatma Aşamaları
İnternet pazar hacmindeki bu oransız ve dikey büyüme, ürün kalitesini arttırmaya yönelik çalışmalar ve Ar-Ge gibi olmazsa olmaz araştırma ve geliştirme faaliyetlerini büyütme konusunda markalara yön verirken, aynı zamanda yanıltıcı bilginin ürünün satmasına engel olmadığı tam tersine pazarın olumsuz etkilenmeksizin büyüdüğü gerçeği ile, iyi niyet kurallarından ve rekabet ilkelerinden uzaklaşarak ürün pazarlamaya sebebiyet veriyor ve bunun en büyük “katkı sağlayıcıları” da yine, sosyal medyada “Influencer” olarak tabir edilen, yaşamı ve tükettikleri ile geniş kesimlere ulaşarak ilham veren kullanıcılar oluyor.
Fiziki ticarette günümüzde sıklıkla karşılaşılan “sahte ürün dolandırıcılıkları”, İnternet dünyasında da yine kendini “sahte alışveriş web sitesi dolandırıcılıkları”, “kurye dolandırıcılıkları”, “vergi kaçırma”, “fason üretim aldatmacası” ve “umut tacirliği” şeklinde, günden güne artan tiplerle kendini göstermektedir.
Sosyal medyada bir anda yüksek takipçi sayısına ulaşan, yayınladığı videolar ile görsel estetiğe, mizaha yahut saldırganlığa teşvik eden kimi kullanıcı hesapları, ulaşılan takipçi ve etkileşim miktarını “paraya dönüştürmek” konusunda son derece usta olabiliyor. Tüketim eksenli bir dünya özelinde, “iyi hayat”, “başarılı hayat”, “yüksek estetik” peşinde koşan ve bu hesaplardan etkilenme olasılığı en yüksek olan gençler ve yeni yetişkinler üzerinde, durmaksızın devam eden yayınlar görüntüler ve videolar eşliğinde, bir markanın yahut ürünün çok yoğun şekilde pazarlandığına şahit oluyoruz ancak bunun bir “tüketme hissinin kamçılanması” olduğunu çoğu zaman sosyal medya kullanıcıları olarak es geçiyoruz.
Ürün Güvenliği
Bu tip, şahsi ihtiyaçlara yahut sendromlara hizmet eden ürün satışları, aynı zamanda kayıttan, ürün testlerinden, lojistik güvenliğinden ve vergi gibi kamusal yükümlülüklerden uzak satışlar olabilir. Bunu bilhassa, ticari hayata yeni atılmış olan, herhangi bir marka itibarı henüz yaratmamış olan, ve hatta ticari sicil kayıtlarında da yer almayan marka ve ürünlerde görüyoruz ancak bu ürünler de “yüksek itibarlı” tam güvenli alışveriş” sloganları kullanarak, sosyal medyanın aldatıcılığından yararlanabiliyorlar.
Tamamen bir “iş anlaşması” olan marka işbirliği de, yüksek takipçili hesaplara yüksek rakamlı teklifler götürerek, kitlelere ulaşımını kolaylaştırıyor ve otomatik olarak bir “itibar algısı” böylece yaratılıyor.
Ancak siz tüketicilerin yine haber akışlarından öğrendiği üzere, pek çok Influencer hesabı, etik ilklere aykırı, saldırgan içerikli, vurucu mizah kullanımı ile yaptıkları pazarlamadan, çoğunlukla kayıtsız ve takibi yapılmayan yüksek gelirler elde ediyor ve hatta satışlardan pay alıyorlar. Ayrıca bu payın yetersiz geldiği hesaplar da “kendi ürünlerini” piyasaya sürebiliyor. Ancak ticari hayatta herhangi bir tecrübesi yahut çalışkanlığı olmadan girişilen bu üretim-pazarlama ikilisini, ürün satın alan tüketicilerin bitmeyen şikayetleri takip ediyor ve konu bu durumda ülke genelinde pek çok Bakanlığın, Mali Suçları Araştırma Kurumu’nun (MASAK), ve Vergi Denetim İdaresinin kontrolüne geçiyor.
Ürün güvenliğini en genel kapsamda hükme bağlayan 7223 Sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu uygulamada sıklıkla başvurulan ve fakat güncel olmasına rağmen yine de en güncel ihtiyaçlara adapte edilmesi de gereken temel düzenlemedir ve bilginize açıktır.
Hızlı Pazarlama ve Zenginleşme
Influencer’ların bu ürün satışları sonrasında “bir anda” zenginleştikleri, gelirlerinde meydana gelen dikey artışlar da, ne tuhaftır ki, tüketicileri bazen rahatsız etse de, bazen de “iyi çalışıyorlar, iyi satıyorlar ki kazanıyorlar” gibi anlaşılamayacak bir intiba da bırakıyor. Aradaki çelişkinin giderilmesi de, satışların ve oluşturdukları pazarın, başta devlet kurumlarının dengeli denetimine geçmesi de şarttır.
Yanlış, yanıltıcı ve yönlendirici bilgi ile satışı yapılan ürünler, fayda sağlaması beklenen alana ve satış aşamalarına göre, esasında, Sağlık Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Gümrükler Genel Müdürlüğü, İthalat Genel Müdürlüğü, Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı, bağlı bulunan Ticaret Sicil Müdürlükleri ve Esnaf Odaları, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı gibi çok sayıda kurumun yayınladığı ürün standartları ve satış prosedürlerini ilgilendiren konulardır ancak İnternet ortamında da büyük oranda “kayıt dışılık” olduğu gözetildiğinde, bu ürünlerin denetimi, ancak Savcılıklarca yürütülen Dolandırıcılık Soruşturmaları neticesinde başlayabilmektedir. Başka bir deyişle tüketici dolandırıldığını yahut aldatıldığını bazı durumlarda ancak olay Adli Makamların araştırmalarına girdiği zaman anlayabilmektedir.
Uğranılan dolandırıcılıklar, tüketici tarafından da ciddiye alınması gereken olaylardır. Tüketici ilk başta bu dolandırıcılığa uğramamak için İnternet araştırmasını, daha çok, yapılan ihbar ve şikayetleri tarayarak, ürünü satın alan ve kullanan diğer tüketicilerinin internet site ve forumlarında özgür iradeleri ile paylaştıkları yorum, şikayet ve ihbarları tarayarak yapmalıdır.
Mali suçlar günümüzde en çok yaşanan suç türleri arasındadır. Tüketicinin bireysel olarak küçük ve önemsiz saydığı meblağlar üzerinden gerçekleşmiş gibi görünse dahi, esasında yaşanan sahte ve aldatıcı satışlar, totalde ciddi rakamlara ulaşmakta ve araştırma yapmadan alım yapan binlerce kişiyi mağdur bırakmaktadır. Mali suçları araştırma ve önlem alma konusunda en geniş yetkilere sahip olan kurumlardan olan MASAK’a sadece 2022 yılı içerisinde 500 bine yaklaşan “Şüpheli İşlem Bildirimi” yapıldığı sizler tarafından da dikkate alınmalıdır. Tüketici Hakem Heyetlerine, yaşanan sahte ve yanıltıcı alımlar nedeniyle 1 yıl içerisinde yaklaşık 1 milyondan fazla başvuru yapıldığı unutulmamalıdır.
Yapılacak şüpheli işlem bildirim usulüyle ilgili olarak, Masak 13 Nolu Genel Tebliği incelemeye değerdir.
Kişisel Gözlemlerim
Ayrıca şahsımın takip etmekte olduğu dosyalardan yola çıkarak, yaşanan dolandırıcılıkların faillere yüzlerce milyon dolarlık haksız gelir sağladığını, açılan sahte alışveriş web sitelerinin, dolandırıcılık yoğunlaştıktan sonra kapatılarak bir yenisinin açıldığını, para takibinin yapılması için binlerce insanın çalıştırıldığını, gün içinde yüzlerce sahte müşteri hizmetleri çağrısı alındığını, sadece bir çetenin yada “influencer”ın dahi yüzlerce milyon dolarlık haksız geliri uhdesine aldığını, yahut ülke dışına kaçırdığını belirtmek isterim.
Tüketici Bilmeli!
Özetle tüketici sadece “cayma hakkı” gibi, “aynen ürün teslimi hakkı” gibi, uğradığı haksız fiilin takibinin mali suç prensiplerine göre takip edilmesi gerektiğini de, şartları oluştuğu takdirde “şikayet/suç duyurusu/ihbar hakkı” bulunduğunu da bilmelidir. Gittikçe yaygınlaştığı artık herkesin malumu olan, sosyal medya üzerinden durmaksızın pompalanan “ürün reklam ve tanıtımlarının” sahte yahut aldatıcı olabileceğini bilmelidir. Doğmuş ve doğacak hukuki ve cezai haklarının da hakkıyla takibi için, konuda tecrübe kazanmış avukatlardan hukuki yardım talep etmelidir. Hak yükümlülük de doğurur ve emeğiyle kazandığı paranın muhteris Sosyal Medya kullanıcılarına peşkeş çekilmesini önlemelidir.
AVUKAT DESTEĞİ
Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz.
GİZLİLİK
Avukatlık mesleğinin en önemli etik ilkelerinden biri gizlilik olup, hukuk büromuz; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile belirlenen gizlilik ve sır saklama ilkesini büyük bir özen ve hassasiyet göstererek uygulamaktadır. Bununla beraber ofisimiz, müvekkillere ait bilgi, belge ve verileri sır tutma yükümlülüğü ve veri sorumluluğu kapsamında gizli tutmakta, üçüncü kişilerle ve kurumlarla hiçbir durumda ve hiçbir şekilde paylaşmamaktadır. Bu bağlamda ofisimiz, dava dosyaları ile ilgili sır saklama yükümlülüğüne uyulacağını yazılı olarak da ilke edinmiştir.