Ceza HukukuCeza Muhakemesi KanunuTürk Ceza Kanunu

Tutuklama ve İtiraz

Tutuklama Tedbiri – Tutuklama Kararı

Tutuklama Nedir? Ne Değildir?

Tutuklama, ceza yargısı yasalarında belirlenen koşulların gerçekleşmesi halinde bir Hakim aracılığıyla, şüpheli veya sanık konumundaki kişinin özgürlüğünün soruşturma/yargılama devam ederken belli bir süre kısıtlanmasına karar verilebilmesi durumudur.

Tutuklama eylemi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5. maddesi ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 19. maddelerini başlangıç alan ve tam olarak bu hükümler ile denetlenebilir bulunan, 5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu Md. 100 – 108 arasında oldukça kapsamlı şekilde düzenlenmektedir.

Temel Üst Norm – AİHS Işığında Tutuklama Esasları

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi – Roma – 4 Kasım 1950

Madde 5

Özgürlük ve Güvenlik Hakkı

1. Herkes özgürlük ve güvenlik hakkına sahiptir. Aşağıda belirtilen haller dışında ve yasanın öngördüğü usule uygun olmadan hiç kimse özgürlüğünden yoksun bırakılamaz:
a) Kişinin, yetkili bir mahkeme tarafından verilmiş mahkumiyet kararı sonrasında yasaya uygun olarak tutulması;
b) Kişinin, bir mahkeme tarafından yasaya uygun olarak verilen bir karara uymaması sebebiyle veya yasanın öngördüğü bir yükümlülüğün uygulanmasını sağlamak amacıyla yasaya uygun olarak yakalanması veya tutulması;
c) Kişinin bir suç işlediğinden şüphelenmek için inandırıcı sebeplerin bulunduğu veya suç işlemesine ya da suçu işledikten sonra kaçmasına engel olma zorunluluğu kanaatini doğuran makul gerekçelerin varlığı halinde, yetkili adli merci önüne çıkarılmak üzere yakalanması ve tutulması;
d) Bir küçüğün gözetim altında eğitimi için usulüne uygun olarak verilmiş bir karar gereği tutulması veya yetkili merci önüne çıkarılmak üzere yasaya uygun olarak tutulması;
e) Bulaşıcı hastalıkların yayılmasını engellemek amacıyla, hastalığı yayabilecek kişlerin, akıl hastalarının, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılarının veya serserilerin yasaya uygun olarak tutulması;
f) Kişinin, usulüne aykırı surette ülke topraklarına girmekten alıkonması veya hakkında derdest bir sınır dışı ya da iade işleminin olması nedeniyle yasaya uygun olarak yakalanması veya tutulması;
2. Yakalanan her kişiye, yakalanma nedenlerinin ve kendisine yöneltilen her türlü suçlamanın en kısa sürede ve anladığı bir dilde bildirilmesi zorunludur.
3. İşbu maddenin 1.c fıkrasında öngörülen koşullar uyarınca yakalanan veya tutulan herkesin derhal bir yargıç veya
yasayla adli görev yapmaya yetkili kılınmış sair bir kamu görevlisinin önüne çıkarılması zorunlu olup, bu kişi makul
bir süre içinde yargılanma ya da yargılama süresince serbest bırakılma hakkına sahiptir. Salıverilme, ilgilinin duruşmada hazır bulunmasını sağlayacak bir teminat şartına bağlanabilir.
4. Yakalama veya tutulma yoluyla özgürlüğünden yoksun kılınan herkes, tutulma işleminin yasaya uygunluğu hakkında kısa bir süre içinde karar verilmesi ve, eğer tutulma yasaya aykırı ise, serbest bırakılması için bir mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.
5. Bu madde hükümlerine aykırı bir yakalama veya tutma işleminin mağduru olan herkes tazminat hakkına sahiptir.

DİPNOT:

Tutuklama şahıs hakkında verilen bir ceza değil uygulanan bir tedbirdir. Hakkında hüküm verilen şahsın kaçma şüphesini ortadan kaldırmak, eğer bir toplumsal / ailesel infial mevcut ise şahsı oluşan infial ortamından korumak, suçun mağduru ve şikayetçileri korumak gibi temel maksatları da içermektedir ve ceza yargılamasında, bir kişiye ceza verilmesinin altındaki etkenler olan ıslah etme / caydırma gibi amaçlar taşımamaktadır.

Kişinin en temel haklarından olan seyahat özgürlüğünü, eğitim hakkını, barınma hakkını, iletişim hakkını ciddi şekilde kısıtladığından, tutuklama tedbirinin ceza yargı aktörlerince farklı yorumlanmayacak şekilde gerekliliği ortaya konmak durumundadır.

T.C. Anayasası’nda Öngörülen Tutuklama Esası

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası – 1982

III. Kişi hürriyeti ve güvenliği

Madde 19 – Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.

Şekil ve şartları kanunda gösterilen:

Mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi; bir mahkeme kararının veya kanunda öngörülen bir yükümlülüğün gereği olarak ilgilinin yakalanması veya tutuklanması; bir küçüğün gözetim altında ıslahı veya yetkili merci önüne çıkarılması için verilen bir kararın yerine getirilmesi; toplum için tehlike teşkil eden bir akıl hastası, uyuşturucu madde veya alkol tutkunu, bir serseri veya hastalık yayabilecek bir kişinin bir müessesede tedavi, eğitim veya ıslahı için kanunda belirtilen esaslara uygun olarak alınan tedbirin yerine getirilmesi; usulüne aykırı şekilde ülkeye girmek isteyen veya giren, ya da hakkında sınır dışı etme yahut geri verme kararı verilen bir kişinin yakalanması veya tutuklanması; halleri dışında kimse hürriyetinden yoksun bırakılamaz.

Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmalarını, delillerin yok edilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde hakim kararıyla tutuklanabilir. Hakim kararı olmadan yakalama, ancak suçüstü halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yapılabilir; bunun şartlarını kanun gösterir.

Yakalanan veya tutuklanan kişilere, yakalama veya tutuklama sebepleri ve haklarındaki iddialar herhalde yazılı ve bunun hemen mümkün olmaması halinde sözlü olarak derhal, toplu suçlarda en geç hakim huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilir.

(Değişik birinci cümle: 3/10/2001-4709/4 md.) Yakalanan veya tutuklanan kişi, tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç kırksekiz saat ve toplu olarak işlenen suçlarda en çok dört gün içinde hâkim önüne çıkarılır. Kimse, bu süreler geçtikten sonra hakim kararı olmaksızın hürriyetinden yoksun bırakılamaz. Bu süreler olağanüstü hal (…)[14] ve savaş hallerinde uzatılabilir.

(Değişik fıkra: 3/10/2001-4709/4 md.) Kişinin yakalandığı veya tutuklandığı, yakınlarına derhal bildirilir.

Tutuklanan kişilerin, makul süre içinde yargılanmayı ve soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır. Serbest bırakılma ilgilinin yargılama süresince duruşmada hazır bulunmasını veya hükmün yerine getirilmesini sağlamak için bir güvenceye bağlanabilir.

Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahiptir.

(Değişik: 3/10/2001-4709/4 md.)Bu esaslar dışında bir işleme tâbi tutulan kişilerin uğradıkları zarar, tazminat hukukunun genel prensiplerine göre, Devletçe ödenir.

Tutuklama Sebepleri

Tutuklama kararının verilebilmesi için kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut deliller ile Ceza Muhakemesi Kanunu’nda belirtilen tutuklama nedenlerinin varlığı aranmaktadır. Tutuklama sebepleri arasında şüphelinin kaçması, saklanması veya delilleri yok etmeye yönelik davranışlarda bulunması gibi durumlar yer almaktadır. Ancak tutuklama kararı, işin önemi ve verilmesi gereken ceza veya güvenlik tedbiriyle ölçülü olmadığı takdirde verilemez.

Sorgu Aşamasında Şüphelinin Temel Hakları

Şüpheli veya sanık sorgusu sırasında temel haklara saygı gösterilmesi önemlidir. Bu haklar arasında müdafinin hukuki yardımdan yararlanma hakkı, susma hakkı, lehine olan delilleri ileri sürebilme veya toplanmasını talep edebilme hakkı ve savunma hakkı bulunmaktadır.

Tutuklama Kararına İtiraz Usulü

Tutuklama kararına karşı itiraz, kararın tefhim tarihinden itibaren yedi gün içerisinde yapılmalıdır. İtiraz, bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşuluyla zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır.

Tutuklama kararına itiraz, kararın verildiği günün ertesi günden itibaren 7 gün içinde (CMK Md. 268/1) itiraz merciine yapılmalıdır.

İtirazın yerinde görülmemesi halinde, en fazla üç gün içinde itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderilir.

Tutuklama Kararına İtirazı Kimler Yapabilir?

Tutuklama kararına itirazda bulunma hakkı, Cumhuriyet savcısı, şüpheli veya sanık, katılan, suçtan zarar gören kişiler ve tutuklanan kişinin yasal temsilcisi ile eşi gibi kişilere aittir. Bu kişiler, tutuklama kararının hukuki yerindeliğini sorgulama ve adil bir yargı süreci talep etme hakkına sahiptirler.

Azami Tutukluluk Süresi

Soruşturma aşamasında azami tutukluluk süresi, işin niteliğine göre belirlenir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren işlerde bu süre 1 yıl, diğer işlerde ise 6 aydır. Tutukluluk süresi zorunlu hallerde uzatılabilir ancak bu süreler yasal çerçevede belirlenmiştir.

Tutuklama Kararına İtiraz Dilekçesi Örneği

Yukarıda belirtilen hususlar çerçevesinde, aşağıda tutuklama kararına itiraz dilekçesi örneği sunulmuştur:

…… ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’NE

Gönderilmek üzere

……… SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NE

Dosya No : 2024/… Sorgu

TUTUKLAMA KARARINA İTİRAZ EDEN

ŞÜPHELİ :……, TC No: ………

MÜDAFİİ : Av. Bengi MEMİŞ

KONUSU : ….. Sulh Ceza Hakimliği’nin …..2024 tarih ve 2024/… sorgu sayılı kararı ile şüpheli … hakkında verilmiş olan tutuklama kararına karşı itirazlarımız ile şüpheli …. ‘ın bihakkın tahliyesine karar verilmesi hk.

AÇIKLAMALAR :

Tutuklamaya ilişkin kararlarda CMK madde 100’deki koşulların ve yine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. maddesindeki koşullar ile Anayasa’nın 19/3 hükümlerinin şüpheli bakımından oluşup oluşmadığının mahkemece irdelenip karar verilmesi gerekmesine rağmen mahkemede yapılan sorguda bu yönde bir inceleme yapılmadan tutuklama kararı verilmiştir. Bu durum, hukuka aykırılık oluşturmaktadır.

Tutuklama gerekçesinin net bir şekilde belirtilmesi gerekmektedir. Ancak şüpheli veya sanığın kaçma, delilleri yok etme veya tanık baskısı gibi somut olguların bulunmadığına dair herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Ayrıca suç vasfı ve unsurlarıyla ilgili de yeterli bilgi verilmemiştir. Bu hususlar her dava için ayrı ayrı değerlendirilmeli ve tutuklama kararı verilmeden önce detaylı bir inceleme yapılmalıdır.

Tutuklama, en son çare olarak uygulanması gereken bir güvenlik tedbiridir. Ancak müvekkilimizin kaçma veya delilleri yok etme gibi bir şüphesi bulunmamaktadır. Tutanaklarda da belirtildiği üzere müvekkil, kendiliğinden teslim olmuştur. Dolayısıyla adli kontrol tedbirleri uygulanarak şüphelinin serbest bırakılması daha uygun olacaktır.

CMK 109’a göre adli kontrol tedbirinin tutuklamadan önce değerlendirilmesi gerekmektedir. Ancak bu durumda adli kontrol tedbiri uygulanmadan doğrudan tutuklama kararı verilmiştir. Bu da hukuka aykırılık oluşturmaktadır.

NETİCE VE TALEP : Yukarıda açıklanan sebeplerden dolayı,

Müdafii olduğumuz şüpheli …. hakkında verilen tutuklama kararının İTİRAZEN KALDIRILMASINI ve ŞÜPHELİNİN Bİ HAKKIN SALIVERİLMESİNİ talep ediyoruz. Aksi bir karar verilmesi durumunda ise CMK m.109 ve diğer ilgili hükümler çerçevesinde tutuklama tedbirinin ADLİ KONTROLE çevrilmesini talep ederiz.

Şüpheli Müdafi

Av. Bengi MEMİŞ

AVUKAT DESTEĞİ

Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz.

Hafta içi: 09:00 – 21:00
Cumartesi: 10:00 – 18:00

 

GİZLİLİK

Avukatlık mesleğinin en önemli etik ilkelerinden biri gizlilik olup, hukuk büromuz; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile belirlenen gizlilik ve sır saklama ilkesini büyük bir özen ve hassasiyet göstererek uygulamaktadır. Bununla beraber ofisimiz, müvekkillere ait bilgi, belge ve verileri sır tutma yükümlülüğü ve veri sorumluluğu kapsamında gizli tutmakta, üçüncü kişilerle ve kurumlarla hiçbir durumda ve hiçbir şekilde paylaşmamaktadır. Bu bağlamda ofisimiz, dava dosyaları ile ilgili sır saklama yükümlülüğüne uyulacağını yazılı olarak da ilke edinmiştir.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu