İçindekiler
TEMSİL (6098 Sayılı Borçlar Kanunu Md. 40-48)
Bir kimsenin başka bir kişi adına hüküm ve sonuçları onun hukuk alanında doğmak üzere hukuki işlem yapma yetkisidir.
Kendi başına hukuki işlemler yapması maddi veya hukuki engeller nedeniyle mümkün olmayan (Örneğin iş hayatının yoğunluğu nedeniyle belirli bir yerde bulunamama, hastalık ya da medeni hakları kullanmada ehliyetsizlik gibi haller) kimseler bu işlemleri bir temsilci aracılığı ile yaptırabilecek ve temsil yolu ile gerçekleşen işlemler bizzat temsil edilen tarafından yapılmış gibi sonuç doğuracaktır.
Temsil BK.’nun 40-48 maddeleri arasında düzenlenmiş bunun dışında özel düzenlemelere de “Pazarlamacılık Sözleşmesi” başlığı altında BK.’nun 448-460 maddeleri arasında yer verilmiştir. Özel bir düzenlemenin yokluğunda genel hükümler uygulama alanı bulur.
- Hukuksal işlemlerin yanında hukuki işlem benzeri fiillerde ve yenilik doğuran haklarda da temsil mümkündür. Örneğin alacaklının borçluya ihtar çekmesi veya BK. m. 106 f. 1’de belirtilen mehil tayini gereken hallerde temsilci tayin edilebilecektir.
- Maddi fiillerde temsil yoktur (hukuki tağyir, lükata, ikametgah kurma halleri vb.), bu fiilleri yerine getiren kişi yardımcı kişi olarak tanımlanır.
- Kişiye sıkı sıkıya bağlı haklar temsil yolu ile kullanılamaz. Örneğin nişanlanma, evlenme, evlat edinme, vasiyet ve miras sözleşmesinde temsil kurumundan yararlanılamaz. Bu hakların kullanılabilmesi için hakkı kullanacak kişinin irade açıklamasına ihtiyaç vardır. Tam ehliyetsizler iradeleri olmadığı için bu hakları kullanamaz bu yüzden istisna olarak temsilci tayin edilebilir.
- Maddi fiillerde temsil mümkün olmadığına göre haksız fiillerde de temsil mümkün olmayacaktır. Konusu hukuka veya ahlaka aykırı hukuki işlemlerde temsil mümkün fakat işlem BK. m. 20 dolayısıyla batıldır. Haksız fiili gerçekleştiren kişi fiil sonucunda gerçekleşen hukuki neticeye bizzat katlanmak zorundadır. Ancak haksız fiili gerçekleştiren şahsı bu fiili yapmaya iten kimseler varsa sorumluluğun kapsamı genişler, BK. m. 50 gereğince müteselsilen sorumluluğun varlığı ve kapsamı araştırılır.
TEMSİLİN ÇEŞİTLERİ
Temsil kurumu için yapılan en üst ayrım, aktif temsil ve pasif temsil ayrımıdır.
Temsilcinin temsil edilen adına irade beyanında bulunma yetkisine sahip olması aktif temsildir.
Temsilci temsil edilenin iradesini açıklayamıyor ve sadece kendisine yapılan beyanları kabul edebiliyor ise pasif temsildir. Örneğin, acentanın satılan malda ayıp olduğuna dair yapılacak ihbara muhatap olması böyledir.
Borçlar Kanunu aktif temsil yetkisini esas alır.
-
SONUÇLARINA GÖRE TEMSİL
A) Doğrudan Temsil
Doğrudan (vasıtasız) temsilde temsilci temsil yetkisine dayanarak üçüncü kişi ile temsil edilenin adına ve hesabına hareket ederek bir hukuki işlem yapar. Temsilci işlemin tarafı olmaz, üçüncü kişi bunu bilir, ortaya çıkan hak ve borçlar ikinci bir işlem yapmaya gerek olmadan doğrudan temsil edilene geçer ve temsilci meydana gelen bu işlem sebebi ile hiçbir hak iktisap etmediği gibi borçlardan da sorumlu olmaz.
Şartlar:
-
(Kanuni/rızai) Temsil Yetkisinin Varlığı :
Kanuni temsile en belirgin örnek, küçüklerin ve kısıtlanmış kimselerin temsilcileridir. Temsil yetkisi olmadan başkası adına işlem yapılmış ise ve bu işleme icazet de verilmiyorsa temsil edilen yapılan işlemle bağlı olmayacaktır. Bu durumda temsilcinin yaptığı hukuki işlem yetkisiz temsil kapsamında kalır.
-
Başkası Adına Hareket Etme:
Temsilci hukuki işlemi gerçekleştirirken bu işlemi temsil edilen adına yaptığını üçüncü kişiye (sözle/yazı ile/ hareket ile) bildirmelidir. BK bu duruma iki istisna getirmiştir, ilki temsilcinin temsil edilen adına hareket ettiğini bildirmemesine rağmen üçüncü kişinin bir temsil ilişkisinin varlığını hal ve vaziyetten anlaması, diğeri ise üçüncü kişi bakımından hukuki işlemin temsilci veya temsil edilen ile yapılmasının farksız olmasıdır. Bu her iki halde temsilcinin üçüncü kişi ile yaptığı hukuki işlemin hüküm ve sonuçları temsil edilene ait olacaktır. Burada uygulanacak ‘İşlem teorisi’ ne göre üçüncü kişinin edimi yerine getirecek kişi ile sözleşmeyi yapacağı konusunda farazi iradesinin olaydaki fiili bulgulardan çıkarılması yeterli olacaktır.
Temsilci başkası adına ve hesabına hukuki işlem yaparken kendi iradesini açıklar. Bu da temsilcinin ayırt etme gücüne sahip olması ile mümkündür. Burada temsilcinin ergin olması aranmaz. Çünkü yapılan hukuki işlem sonucunda temsilci bir hak kazanmayacak ve borç altına da girmeyecektir.
B) Dolaylı Temsil
Dolaylı temsilde temsilci hukuki işlemi kendi adına fakat temsil edilen hesabına yapar. Temsilcide hukuki işlemi başkası hesabına yapmak niyeti yok ise temsil ilişkisi doğmaz.
Dolaylı temsilde üçüncü kişi ile temsil edilen arasında herhangi bir hukuki bağ yoktur. Bu sebeple temsilcinin şahsında doğup temsil edilene geçirilmeyen hak ve borçlar yüzünden üçüncü şahsın temsil edilene karşı bir talep hakkı yoktur, bu hakkını temsilciye karşı kullanabilir. İşlemden doğan hak ve borçlar temsilcinin hukuki alanında ortaya çıkar, daha sonra ikinci bir işlem yapılarak temsil edilene devredilir Bu durumda alacağın temliki ve borcun nakli kuralları uygulanır. Bu tür temsilde temsilci temsil edilenin hesabına hareket ettiği halde bu durumdan sözleşmenin karşı tarafının haberi yoktur. Bu nedenle dolaylı temsil günümüzde kullanışsızdır. Ekseriyetle, temsil edilenin gerçekleştirmek istediği hukuki işlemlerde daha çok gizli kalmak amacı ile başvurduğu görülmektedir. (Nam-ı Müstear)
BK yanında TTK da dolaylı temsile ilişkin bazı hükümler içerir. BK’nun 416 vd. maddelerde düzenlenen komisyon ile TTK’ da düzenlenen taşıma işleri komisyonculuğunda dolaylı temsil hükümleri uygulanır.
-
KAYNAĞINA GÖRE TEMSİL
A) İradi Temsil
İradi temsilde yetkilendirme, temsil edilen tarafından temsilciye ulaşmasıyla birlikte sonuç doğurur, temsilcinin bu yetkiyi kabul ettiğini bildirmesine ihtiyaç yoktur. Temsil ilişkisinin başında veya sonrasında temsilcinin yetkisinin sınırlarını istediği gibi belirleyebilmesi ya da verdiği yetkiyi geri alabilmesi mümkündür.
B) Kanuni Temsil
Burada temsilin tabi olduğu hükümler yasa tarafından ayrıca belirtilir. Kanuni temsil kişinin yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve kısıtlılık gibi sebeplere bağlı olarak tek başına hukuki işlem yapamayacağı durumlarda önemini gösterir. İşlemleri gerçekleştirirken velayet altındaki küçüğün yasal temsilcisinin velayet hakkına sahip olduğunu kanıtlaması yeterli olacaktır. Bu yetkilerin sınırları, ne zaman sona ereceği ve bu süre içerisindeki sorumlulukları yasa tarafından ayrıca düzenlenir.
Kanuni temsil bazı hallerde vesayet makamının kararı ile de ortaya çıkabilir. Örneğin MK. md 640’ta miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atanması bu şekildedir.
Bir örnek de eşlerden her birinin aile birliğini temsil etmesi durumudur. (MK. m. 188/1 “Eşlerden her biri, ortak yaşamın devamı süresince ailenin sürekli ihtiyaçları için evlilik birliğini temsil eder.”)
Yazımızın devamına ve konu hakkındaki ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
AVUKAT DESTEĞİ
Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz.
Gizlilik
Avukatlık mesleğinin en önemli etik ilkelerinden biri gizlilik olup, hukuk büromuz; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile belirlenen gizlilik ve sır saklama ilkesini büyük bir özen ve hassasiyet göstererek uygulamaktadır. Bununla beraber ofisimiz, müvekkillere ait bilgi, belge ve verileri sır tutma yükümlülüğü ve veri sorumluluğu kapsamında gizli tutmakta, üçüncü kişilerle ve kurumlarla hiçbir durumda ve hiçbir şekilde paylaşmamaktadır. Bu bağlamda ofisimiz, dava dosyaları ile ilgili sır saklama yükümlülüğüne uyulacağını yazılı olarak da ilke edinmiştir.