MevzuatŞirketler HukukuTürk Ticaret Kanunu

Borçlar Hukuku’nda Temsil (2)

YETKİNİN BULUNUP BULUNMAMASINA GÖRE TEMSİL

Yazının ilk bölümüne ve başlangıç açıklamalarına buradan ulaşabilirsiniz.

A) Yetkiye Dayanan Temsil

Kanuni yada iradi yetkiye dayanan ve bu surette meşru olan temsil hukuki uyuşmazlık yaratmayacaktır.

B) Yetkisiz Temsil

Temsilciye temsil yetkisi hiç verilmemiş olabileceği gibi yetkilendirme işlemi hata, hile, ikrah gibi sebeplerle kesin hükümsüz olabilir. Temsilci verilen yetkinin sınırını aşarak üçüncü bir kişi ile temsil edilenin talimatlarına uymadan işlem yapmış olabilir. Veya temsilciye başta verilen yetki sonradan geri alınmış ya da Borçlar Kanunu m. 43’deki sebepler gerçekleşmiş olabilir. (ölüm, gaiplik, ehliyetsizlik, iflas)

Verili yetki olmadan sözleşme yapan kimsenin yaptığı hukuki işlemler temsil edileni bağlamaz. Ancak üçüncü kişi bu işlemle bağlıdır. Sözleşme icazet verilinceye kadar askıdadır. (şarta bağlı sözleşmelerdeki gibi)

Hukuksal işlemle bağlılık süresi içinde icazetin verilmesi ile hukuksal işlemdeki eksiklik sona erer. İcazet temsilciye yöneltilmesi gerekli tek taraflı bir irade beyanı ile verilir. Temsil edilen icazet verdiğini yetkisiz temsilciye bildirebileceği gibi sözleşmenin karşı tarafına da bildirebilir. Asıl işlemin şekle bağlı olması icazetin de aynı şekille yapılmasını gerektirmez. İcazet şarta bağlı yapılamaz, temsil edilen bir kez icazet verdikten sonra bundan vazgeçemez (yenilik doğurucu hak). İcazet halinde işlem, başından itibaren temsil olunanın şahsında sonuç doğurur hale gelir. İcazet verilmez ise sözleşme geçersiz (hükümsüz) olacak, culpa in contrahendo (sözleşme öncesi kusur sorumluluğu) uyarınca da üçüncü şahsın uğradığı zararları yetkisiz temsilci tazmin etmek zorunda kalacaktır.

Yetkisiz temsilci hukuki işlem nedeniyle temsil edileni bir zarara uğratmışsa vekaletsiz iş görme hükümleri uygulanır. Burada vekaletsiz iş görme iç ilişkinin bir sonucudur. Dış ilişkide yetkisiz temsil hükümleri uygulanacaktır. Eğer temsil edilen ve yetkisiz temsilci arasında bir sözleşme ilişkisi var ise temsilci sözleşmeden kaynaklanan sorumluluk hükümlerine tabi olur.  Koşulları varsa tazminat talebi haksız fiil hükümlerine de tabi olabilir.

Önemli bir konu da temsilci olarak görünen kişinin sahte veya görünürde temsilci olmasıdır. Bu durumda kural olarak yetkisiz temsil hükümleri dikkate alınacaktır. Ancak temsil yetkisi sona erdiği halde üçüncü kişinin ve temsilcinin iyi niyetli olduğu ve yetki işleminin üçüncü kişiye bildirildiği ancak geri alındığının bildirilmediği durumlarda hukuki görünüşe güven ilkesi gereğince temsil edilen yapılan sözleşmenin sonuçlarına katlanır ve işlem temsil yetkisi varmış gibi hüküm doğurur.

TEMSİL YETKİSİNİN GEÇERLİLİK ŞARTLARI

Temsil Yetkisinde Şekil Ve İspat

Kural olarak temsil yetkisinin verilmesi herhangi bir geçerlilik şekline tabi değildir. İşlemin geçerliği özel bir şekle bağlı olsa da durum aynıdır. Ancak öğretide bu görüşün aksi savunulmuş, ispat kolaylığı ve koruma sağladığı ifade edilmiştir. Örneğin tapuda gerçekleştirilecek işlemlerde temsil yetkisinin yazılı hatta noterlikçe re’sen düzenlenmiş resmi bir belge ile kanıtlanması gerekir. Nitekim bu belgeye selahiyetname ya da yetki belgesi denir.

Yetkisi açık bir irade beyanı ile verilebileceği gibi kapalı bir beyanla da verilebilir. Temsil ilişkisi çok sayıda belirsiz kişilerle de yapılabilir. Bu durumda temsil edilenin temsil yetkisini ilan yolu ile bildirmesi gerekmektedir.

Temsil Yetkisinde Ehliyet

Hukuki işlem ehliyeti gereğince, kural olarak yetki verenin tam ehliyetli olması aranır. Tam ehliyetli olan herkes temsil yetkisini verebilecektir. Temsil edilen sınırlı ehliyetsiz (ayırt etme gücüne sahip kısıtlı veya küçük) ise tek başlarına yapacakları işler dışındaki hukuki işlemler için temsilci atayabilmeleri yasal temsilcilerinin rızası ile mümkündür. Fiil ehliyeti olmayan bir tam ehliyetsiz kişi için atanan kanuni temsilci onun adına başka bir temsilciye yetki verebilir.

Sınırlı ehliyetsiz kimse yasal temsilcinin rızası olmasa dahi kendi ad ve hesabına yapamayacağı işlemleri başkasının temsilcisi olarak yerine getirebilir. Temyiz kudreti olmayan temsilci aktif olarak bir sözleşme yapamayacağı gibi, pasif olarak da yapılan bir irade açıklamasını kabul edemez. Burada temsilciyi iyiniyetle ehliyetli sanan üçüncü kişinin iyiniyeti de korunmaz.

Temsil edilen ehliyetini sonradan kaybetmiş ise temsil yetkisi sona erer. Temsil edilenin temsil yetkisi verirken iradesi hata, hile, ya da ikrah sonucunda sakatlanırsa temsil yetkisi iptal edilebilir. İptal beyanı temsilci hukuki işlemi gerçekleştirmişse üçüncü kişiye, gerçekleştirmemişse temsilciye iletilmelidir. Temsil yetkisi iptal edildikten sonra temsilcinin üçüncü kişilerle sözleşme yapması durumunda yetkisiz temsil söz konusu olur ve temsil edilen bu sözleşme ile bağlı olmaz. Temsil yetkisinin muvazaalı olarak verilmesi halinde temsilci muvazaayı biliyor ise verilen yetki geçerli olmaz. Ancak temsil yetkisi üçüncü kişilere bildirilmiş ve onlarda iyiniyetli iseler temsil yetkisi geçerlidir.

TEMSİL YETKİSİNİN KAPSAMI

Temsil yetkisinin kapsamı kanuni temsilde ilgili hukuk kuralı tarafından gösterilirken, iradi temsilde kapsam temsil edilenin irade beyanından çıkarılır.

BK m. 41/2ye göre bir hukuki ile temsil yetkisi verilmiş olup temsil edilen temsilciye verdiği yetkiyi üçüncü şahıslara bildirmiş ancak temsilciye verilen yetkinin kapsamı (iç yetki) ile, üçüncü şahıslara bildirilen yetkinin kapsamı (dış yetki) arasında bir fark söz konusu olmuşsa burada üçüncü kişilere yapılan beyan dikkate alınır.

Hukuksal işleme dayanan temsilde temsil edilen temsil yetkisinin kapsamını istediği gibi belirleyebileceği için temsil edilen verdiği yetkiyi sonradan geri alabilme ya da sınırlandırabilme hakkına sahiptir ve bu haktan vazgeçmeye ilişkin yapılacak hukuksal işlemler geçersizdir.

Hukuki işlemler için aranan geçerlilik koşulları burada da aranır. Bu sebeple temsil yetkisi hukuka ve ahlaka uygun hukuksal işlemler için verilebilir, yoksa yetki BK. m. 27 gereğince batıl olur.

Temsilci temsil edilen tarafından verilen temsil yetkisinin sınırları içerisinde hareket etmesine rağmen temsil edilenin çıkarlarına aykırı davranmış ve bu yetkiyi kötüye kullanmışsa, örneğin temsil edilenin taşınmazının düşük bir fiyatla satılmasında ya da yüksek fiyatla taşınmaz satın alınmasında, temsil yetkisinin MK. m. 2 dürüstlük (objektif hüsnüniyet) kurallarına uygun olarak kullanılması gerektiği için hakkın kötüye kullanılması sebebi ile hukuk düzeni tarafından korunmaz. Ancak temsil yetkisi kötüye kullanılmış olsa dahi temsilcinin kendisi adına yapılmış sözleşmeyi onaylaması için hiçbir engel yoktur.

Genel Yetki- Özel Yetki

Temsil yetkisi her türlü hukuki işlemi ya da bir kategoriye giren hukuki işlemleri yapma yetkisini kapsıyor ise “genel temsil yetkisi” belirli bir veya birkaç işlemin yapılması için veriliyor ise “özel temsil yetkisi” söz konusu olur.

Özellik gerektiren belirli işler için özel yetki aranır. Örneğin BK. Md 504/3’de Vekil, özel olarak yetkili kılınmadıkça dava açamaz, sulh olamaz, hakeme başvuramaz, iflas, iflasın ertelenmesi ve konkordato talep edemez, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, bağışlama yapamaz, kefil olamaz, taşınmazı devredemez ve bir hak ile sınırlandıramaz denmektedir.

TEMSİL YETKİSİNİN SINIRLANDIRILMASI

  1. Süre Yönünden Sınırlandırma

Temsil yetkisi süre yönünden sınırlanabilir. Belirli bir süre sonra hüküm ve sonuç doğurması ya da belirli bir süreye kadar geçerli olması sağlanabilir, geciktirici bir koşula bağlı olarak verilebilir. Uyulmaması durumunda yetkisiz temsil hükümleri uygulanacaktır. Fakat temsil edilen BK. m. 47 gereğince icazet verebilir. Açık olarak verilen temsil yetkisinin örtülü olarak uzatılabilmesi mümkündür. Temsil edilenin belli bir süre ile yetki verdikten sonra bu süreyi kısaltabilmesi de mümkündür. Ancak bu durumda sürenin kısaltıldığından haberi olmayan ve elinde yetki belgesi bulunan temsilci yetkisinin sona erdiğini bilmeden temsil edilen adına sözleşme yapabilir (görünüş temsili).

  1. Konu Yönünden Sınırlandırma

Konu yönünden sınırlama, özel yetkiyle temsil manasına gelir. Aktif ve pasif temsil durumunda da, üçüncü kişiye beyan konusunda sınırlama farkı vardır.

  1. Yer Yönünden Sınırlandırma

Örneğin; temsil edilen temsilciye A bankasının sadece Bursa şubelerinde işlem yapma imkanı vermiş olabilir. Temsil yetkisinde yabancılık unsuru varsa Devletler Özel Hukuku Kuralları uygulama alanı bulur. Temsilcinin kendisine verilen yetki dahilinde olmayan yerlerde yaptığı hukuki işlemler temsil edileni bağlamayacak ancak onun icazet vermesi ile bir anlam kazanacak işlemlerdir.

  1. Kişi Yönünden Sınırlandırma

Temsil edilen temsilciye temsil yetkisini belirli üçüncü kişi veya kişilerle işlem yapması için vermişse uyulmaması halinde yetkisiz temsil hükümleri devreye girer.

Temsilcinin çoğul sayıda kişi olması da mümkündür ve temsilde sınırı belirler. Eğer birden fazla kişiye verilen temsil yetkisinde bu kişilerden her biri tek başına hukuki işlemi gerçekleştirecekse müteselsil temsil yetkisi söz konusu olacak bu kişiler hukuki işlemi birlikte hareket ederek yapacaklar ise müşterek temsil gündeme gelecektir.

Müşterek temsilde temsilcilerin birlikte hareket ederek hukuki işlemi yapmaları şarttır. Ancak müşterek temsilde temsilcilerin hepsinin aynı anda hareket etmeleri şart değildir. Birbirlerini takip ederek de hareket edebilirler. Bu durumda en son irade beyanında bulunan temsilci ile işlem tamamlanmış olur.

Müşterek temsilde irade açıklamaları aynı olmak zorundadır ancak kelimesi kelimesine aynı sözleri söylemesi aranmaz. Ayrıca, gerçekleştirecekleri işlem şekle bağlı ise şekle uyarak hareket etmeleri gerekir. Örneğin yazılı şekilde yapılması gereken işlemde temsilcilerden biri şekle uymadan hareket ederse işlem kurulmamış sayılır.

Müteselsil temsil yetkisinde ilk davranan temsilcinin yaptığı işlem geçerli olurken, diğerlerinin yetkisi son bulacaktır. Ancak üçüncü kişi bu şartı içermeyen bir temsil yetkisine güvenerek ve müteselsil temsil yetkisini de bilmeyerek bir işlem gerçekleştirmişse daha önce diğer temsilci başka bir kişi ile sözleşme yapsa dahi ikinci sözleşme de geçerli sayılacaktır.

Kural olarak temsil edilen kimse sadece şahıs olarak güvendiği bir kişiye kendi adına hareket etmesi için temsil yetkisi verir. Bu sebeple temsil yetkisinin bizzat temsilci tarafından kullanılması ve bir başkasına devredilmemesi gerekir. Temsil edilen temsil yetkisini verirken, temsilcinin yerine başkasını ikame edeceğini açıklamış ya da ikame temsili yasaklamış olabilir. Fakat somut duruma göre temsilci buna mecbur veya temsil ilişkisi ikame temsile elverişli ise temsilci kendi yerine geçecek bir temsilci tayin edebilecektir. İkame temsilde ilk temsilci temsil yetkisini kaybetmez. İkame temsil ancak istifa veya ikame temsilin kurulması bozucu şartına bağlı olması halinde sona erer. İkame temsil ilişkisinde alt temsilci yine temsil edilenin temsilcisidir.

Yazının devamına ve pratik çözümlü sonuç açıklamalarına buradan ulaşabilirsiniz.

AVUKAT DESTEĞİ

Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz.

Hafta içi: 09:00 – 21:00
Cumartesi: 10:00 – 18:00

Gizlilik

Avukatlık mesleğinin en önemli etik ilkelerinden biri gizlilik olup, hukuk büromuz; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile belirlenen gizlilik ve sır saklama ilkesini büyük bir özen ve hassasiyet göstererek uygulamaktadır. Bununla beraber ofisimiz, müvekkillere ait bilgi, belge ve verileri sır tutma yükümlülüğü ve veri sorumluluğu kapsamında gizli tutmakta, üçüncü kişilerle ve kurumlarla hiçbir durumda ve hiçbir şekilde paylaşmamaktadır. Bu bağlamda ofisimiz, dava dosyaları ile ilgili sır saklama yükümlülüğüne uyulacağını yazılı olarak da ilke edinmiştir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu