Bilişim ve Teknoloji HukukuŞirketler HukukuTelif Hukuku

İnternet Ortamında Telif Hakları

Telif Hakları

Telif hakları, eser sahibinin; fikir ve sanat eserleri kanununda yer alan herhangi bir eseri yaratan kişinin hususiyetini taşıyan ürünler üzerinde yasal olarak korunan haklarıdır. Telif haklarının doğumu için fikir ve sanat eserleri üzerindeki hakların, eserin meydana gelmesiyle birlikte doğması nedeniyle; marka, patent ve tasarımlarda gereken tescil işlemine gerek görülmemektedir.

1948 Tarihli Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilmiş olan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 27’inci maddesiyle koruma altına alınan eser sahibinin telif hakları, aynı zamanda korunması gereken bir insan hakkıdır. Ülkemizde eser sahibinin telif hakları 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile korunmaktadır. Yürürlüğe giriş tarihi 1 Ocak 1952 olan Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, ilk yürürlüğe giriş tarihi bakımından eski olmakla birlikte, birtakım değişikliklere ve eklemelere uğrayarak günümüze kadar gelmiştir.

İnternet Ortamında Telif Hakları

İnternet teknolojilerinin gelişmesi, eser sahibine; eserini daha geniş kitlelere kolayca ulaştırabilme ve eserinin tanıtımı daha kolay bir şekilde yapabilme gibi imkânlar sağlamaktadır. Ancak, özellikle çoğaltılabilir, fikir ve sanat eserlerinin internet ortamında varlığı, bilgisayarlar, akıllı telefonlar, harici diskler ve yaygın olarak internet bağlantısı aracılığıyla eserlerin kopyalanmasına ve çoğaltılmasına da imkân sağlaması nedeniyle, eserlerin izinsiz ve haksız bir biçimde çoğaltılmasıyla telif haklarının ihlal edilmesine de neden olmaktadır. Özellikle telif hakkı ihlallerinin büyük bir çoğunluğu da günümüzde internet üzerinden yapılmaktadır.

İnternet Ortamındaki Fikir ve Sanat Eserleri

Eser kavramı; Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda ‘’sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim, edebiyat, güzel sanatlar veya sinema eserleri sayılan her türlü fikir ve sanat ürünü” olarak tanımlanmaktadır. Kanunda bu tanım altında değerlendirilmesi gereken fikir ve sanat eserlerinin çeşitleri ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda sayılan eser türleri ise; bilgisayar programları da dâhil olmak üzere ilim ve edebiyat eserleri, müzikal eserler, güzel sanat eserleri, sinema eserleri ve işleme eserlerdir.

İnternet ortamında en sık görülen eserler ise; her türlü yazınsal eserler, bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada program sonucu doğurması koşuluyla yazılımların hazırlık tasarımları, fotoğraf eserleri, mimari projeler, müzikal eserler, moda tasarımları, sinema eserleri, çeviri eserlerdir.

Fikir ve sanat eserlerinin belli bir kısmının başta internet olmak üzere bilişim sistemleri aktarılması eserin telif haklarında bir değişiklik yaratmamakta ancak çoğaltılmaya uygun eserlerin, izinsiz olarak kopyalanmasını ve çoğaltılmasını kolaylaştırması nedeniyle telif hakkı ihlallerini kolaylaştırmaktadır.

Bu ihlallerin önlenmesinde yasal korumanın yanında özellikle bilgisayar programları için “Seri Kopya Yönetim Sistemi”  yani İngilizcesiyle ‘’Serial Copy Manegement System’’ (SCMS) ile başta internet ağı olmak üzere tüm elektronik sistemlerde,  eserlerin yalnızca bir defa kopyalanmasını sağlayan bir teknoloji de kullanılmaktadır.

Eser sahibi, eseri üzerinde eserinin topluma sunulması, eserinde değişiklik yapılması, eserinin işlenmesi, çoğaltılması ve yayınlanması konusunda hak sahibi olduğu gibi, eser sahibine yasal düzenlemelerle tanınan bu yetkiler, eserin elektronik ortamda kullanılması hâlinde geçerliliğini sürdürmektedir.

Eser Sahibinin Hakları

Eser sahibinin yani eseri meydana getirenin hakları manevi ve mali (ekonomik) haklar olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu yazıda eser sahibinin dijital ortamlarda ihlal edilmesi mümkün olan manevi ve mali yetkilerine yer vermektedir.

Eser Sahibinin Manevi Hakları

  1. Eseri Topluma Sunma Yetkisi

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunumuzda, umuma arz salahiyeti olarak düzenlemiş bu yetki, bir eserin topluma arzedilip edilmemesini, yayımlanma zamanını ve tarzını münhasıran eser sahibinin tayin edebileceğini açıkça kanunun 14. Maddesinde düzenlemektedir. Bütünü veya esaslı bir kısmı alenileşmemiş olan, yahut ana hatları her hangi bir suretle henüz umuma tanıtılmayan bir eserin muhtevası hakkında ancak o eserin sahibinin bilgi verebileceği de ilgili maddenin devamında yer almaktadır.

Bununla beraber eser sahibine tanınan bu hakkın bir manevi yetki olması nedeniyle de, eserin topluma arz edilmesi veya yayımlanma tarzı, sahibinin şeref ve itibarını zedeleyecek mahiyette ise eser sahibi, başkasına yazılı izin vermiş olsa bile eserin gerek aslının gerek işlenmiş şeklinin topluma tanıtılmasını veya yayımlanmasını menedebilir. Söz konusu bu menetme yetkisinden sözleşme ile vazgeçmesi de eser sahibinin kendisine tanınan manevi yetkilerden sözleşmeyle feragati hükümsüz olması nedeniyle mümkün değildir.

  1. Eser Sahibinin Adının Belirtilmesi

Kanunun 15. maddesinde düzenlenmiş olan eser sahibinin adının belirtilmesi yetkisi,  eser sahibinin adının eserde yer almasını kapsadığı gibi eserin kullanıldığı her yer ve durumda açıkça belirtilmesini de kapsamaktadır.  Eser sahibinin kendisine tanınan bu yetkiden de sözleşmeyle feragat etmesi mümkün olmadığı gibi bu yetkinin ihlal edilmesi de bir manevi tazminat sebebidir.

  1. Eserde Değişiklik Yapılmasını Yasaklama Hakkı

16. maddesinde düzenlenmiş olan bu yetkinin de internet ortamında ihlali sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Yasal düzenlemeye göre, eser sahibinin izni olmadıkça eserde veyahut eser sahibinin adında kısaltmalar, ekleme ve başka değiştirmeler yapılamaz. Kanunun veya eser sahibinin müsaadesiyle bir eseri işleyen, topluma sunan, çoğaltan, yayımlayan, temsil eden veya başka bir suretle yayan kimse;  ancak işleme, çoğaltma, temsil veya yayım tekniği gereğince zorunlu görülen değiştirmeleri eser sahibinin özel bir izni olmaksızın da yapabilir. Bununla beraber, eser sahibi kayıtsız ve şartsız olarak yazılı izin vermiş olsa bile şeref ve itibarını zedeleyen veya eserin mahiyet ve hususiyetlerini bozan her türlü değiştirilmeleri menedebilir. Menetme yetkisinden bu hususta sözleşme yapılmış olsa bile vazgeçmek hükümsüzdür.

Eser Sahibinin Ekonomik Yetkileri

  1. İşleme Hakkı

Fikir ve Sanat Eserleri Kanununca sadece eser sahibine verilen bu hak manevi hakların aksine sözleşmeyle devredilebilir yetkidir. Kanundaki düzenlemeye göre ise bir eserden, onu işlemek suretiyle faydalanma hakkı münhasıran eser sahibine aittir.

Bununla beraber eserin kısaltılması veya genişletilmesi işlenme sayılmayacağı gibi, örneğin edebi bir roman veya hikâyenin kısaltılması, senaryonun rejisör tarafından kısaltılması birer işlenme değildir. Zira eserin büyüklüğünde veya boyutlarında değişiklik yapılması işleme değil, çoğaltmadır olarak değerlendirilmektedir.

  1. Çoğaltma Hakkı

Eserlerin aslında ikinci bir kopyasının çıkarılması ya da eserin işaret, ses ve görüntü nakil ve tekrarına yarayan, bilinen ya da ileride geliştirilecek olan her türlü araca kayıt edilmesi, her türlü müzik ve ses kayıtları ile mimarlık eserlerine ait plan, proje krokilerin uygulanması da çoğalma sayılır.

Çoğaltma hakkı, bilgisayar programının geçici çoğaltılmasını gerektirdiği ölçüde, programın yüklenmesi, görüntülenmesi, çalıştırılması, iletilmesi ve depolanması fiillerini de kapsar.

Eserin aslını veya kopyalarını, herhangi bir şekil veya yöntemle, tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli olarak çoğaltma hakkı münhasıran eser sahibine ait olduğu gibi bu yetkininde sözleşme yoluyla süreli veya süresiz olarak devredilmesi yahut lisans verilmesi mümkündür.

Yakın zamana kadar korsan CD ve korsan kitap adı verilen satış yöntemleriyle ihlal edilen bu hak günümüzde daha çok internet üzerinde ihlal edilmektedir. Şöyle ki internet üzerinde telif hakkı ihlali niteliğinde PDF kitaplar, dokümanlar, filmler, müzikal eserler sıklıkla görülmektedir. Aynı şekilde link veya frame verilmesi de bir çoğaltma niteliğinde olması nedeniyle de bir link veya frame verecek kimsenin mutlaka eser sahibinin iznini alması gerekmektedir.

  1. Yayma Hakkı

Bir eserin aslını veya çoğaltılmış nüshalarını, kiralamak, ödünç vermek, satışa çıkarmak veya diğer yollarla dağıtmak hakkı münhasıran eser sahibine aittir. Bu yetkinin de fiziksel veya dijital yollarla eser sahibinin izni dışında kullanılması bir telif hakkı ihlalidir.

  1. Topluma İletim Hakkı

FSEK m. 25’in yeni düzenlenmesi ile umuma iletim, bir eserin veya çoğaltılmış nüshalarının radyo, televizyon veya herhangi diğer bir teknik usulle toplumun kullanımına ve yararlanmasına sunulmasıdır.

İnternet Ortamında Telif Hakları İhlalinde Sıklıkla Görülen Yöntemler

Link ve Frame Kullanılması

  • Bağlantı veya Link verme, bilgisayarla ile gerçekleştirilen ve bir web sayfasından diğerine geçişi mümkün kılan tekniğin ismidir. Bununla beraber link verme, normal bir yazı (Word) metni üzerinde köprü oluşturma yolu ile de yapılabilmektedir.
  • Çerçeve veya Frame verme hâlinde ise bir web sayfasında birbirinden bağımsız bölümlerde birden çok doküman görülmektedir. Dâhili linklerde bir web sayfasının sadece belirli bir metni veya grafiği görüntülenmekte iken frame vermede link verilen tüm sayfanın görüntülenmesi gibi farklılıklar nedeniyle Frame verme ile dâhili link verme farklı yöntemlerdir.

Türkiye’de İnternet Ortamında Telif Haklarının Korunması

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca eser sahibi, eseri meydana getiren kişidir ve eseri yaratan kişi, eserin oluşturulması ile birlikte eser üzerindeki ekonomik ve manevi hakların da sahibi olmaktadır.

Yine sahibinin, eser üzerindeki manevi haklarının devri mümkün değil iken; mali haklarının sözleşme yoluyla devredilmesi veya lisans verilmesi mümkündür. Bununla beraber henüz oluşturulmamış veya tamamlanmamış eserler üzerindeki hakların devrine veya lisanslanmasına yönelik sözleşmeler geçerli olmayacaktır. Bunun tek istisnası ise bir sonraki adımında eser olabilecek bilgisayar programlarının hazırlık aşamasıdır.

Sahibinin izni olmaksızın bir eserin her türlü görüntü, ses veya işaret iletimini sağlayan cihazlar aracılığıyla işlenmesi, çoğaltılması, yayımlanması halinde eser sahipliğinden doğan haklar ihlal edilmiş sayılır. Bu hakların ihlalleri ise özellikle internet ortamında izinsiz yapılan paylaşımlar ve eser sahibinin izni olmaksızın yapılan çoğaltma ve yayımlar ile son yıllarda yaygın bir hale gelmektedir.

Bir yazarın kitabının izinsiz bir web sayfasında yayınlanması halinde yazarın bu hakkının ihlali için başvuracağı kanun Fikir ve Sanat Eserleri Kanunudur. Zira yazarın kitabının izinsiz bir web sayfasında yayınlanması halinde; eserin umuma arz edilmesi hakkı ve çoğaltma yetkisi ihlal edilmiş olacaktır.

Eserin dijital ortamda ihlal edilmesi halinde içerik sağlayıcıya başvurulur. Bu başvuru üzerine eser üç gün içinde içerikten çıkarılır. Eğer üç gün içinde içerikten çıkarılmaz ve ihlal hali devam ederse Cumhuriyet başsavcısına başvuru yapılır. Özetle telif haklarının çevrimiçi ortamlarda ihlal edilmesi durumunda, eser sahiplerinin ve ilgili diğer hak sahiplerinin haklarının korunması için “Uyar ve Kaldır Sistemi” uygulanmaktadır.

“Uyar-Kaldır Sistemi” ile ihlal durdurulsa dahi sadece bu yolla eser sahibinin ekonomik ve manevi zararlarının karşılanması mümkün olmadığından, ihlalin durdurulmasıyla senkronize bir şekilde maddi ve manevi tazminat davalarının da açılması mümkündür.

Bununla beraber yerleşik Yargıtay İçtihatları uyarınca söz konusu eylemlerin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu gereğince “haksız rekabet” teşkil etmesi durumunda haksız rekabetten doğan iddiaların da ileri sürülebileceği gibi, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu dışında internet ortamında yapılan yayınlar yoluyla işlenen suçlar kapsamında 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun da ki düzenlemeler de gündeme gelebilecektir.

Zira 5651 Sayılı Kanun içerik sağlayıcıların, erişim sağlayıcıların ve toplu kullanım sağlayıcılarının yükümlülüklerini, sorumluluklarını düzenleyerek internet ortamında işlenen belirli suçlarla mücadeleye ilişkin hususları içermektedir.

AVUKAT DESTEĞİ

Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz.

Hafta içi: 09:00 – 21:00
Cumartesi: 10:00 – 18:00

GİZLİLİK

Avukatlık mesleğinin en önemli etik ilkelerinden biri gizlilik olup, hukuk büromuz; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile belirlenen gizlilik ve sır saklama ilkesini büyük bir özen ve hassasiyet göstererek uygulamaktadır. Bununla beraber ofisimiz, müvekkillere ait bilgi, belge ve verileri sır tutma yükümlülüğü ve veri sorumluluğu kapsamında gizli tutmakta, üçüncü kişilerle ve kurumlarla hiçbir durumda ve hiçbir şekilde paylaşmamaktadır. Bu bağlamda ofisimiz, dava dosyaları ile ilgili sır saklama yükümlülüğüne uyulacağını yazılı olarak da ilke edinmiştir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu